Mizah, hayatın güldürücü yönünü ortaya çıkaran sanat türüdür. İnsanı gülmeye sevk eden
resim, karikatür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece şaka, güldürme
maksadıyla söylenip, yazılıp, çizildiği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya
konulabilir.
Karikatür, hikaye, roman, komedi, nükte, fıkra, hiciv, taşlama gibi şekillerde karşımıza
çıkan bu eserlerin en önemli özelliği espri adı verilen can alıcı noktanın eserin
ayrıntıları arasında büyük bir yetenekle gizlenmesi, tam sırası gelince de beklenmedik
bir anda söylenmesidir.
En kaba şakadan en ince espriye kadar bütün mizah örnekleri, birbiri ile uyum içindeki
olaylar arasındaki çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır. Mizah gelenek ve
kuralların sorgulanmasında önemli bir rol oynar. İki amacı vardır, saldırma ve savunma.
İnsanın topluca yaşamaya başladığı dönemle birlikte mizah da otaya çıkmıştır. Kentleşmeyle
birlikte daha soyut ve dolaylı bir özellik kazandı.
Mizahı bedensel şiddetten ayırıp keskin dilli bir sanata dönüştüren Atinalılar olmuştur.
Ortaçağda kilise ve kralları alaya alan masallarıyla şenliklerde halkı eğlendiren öykü
anlatıcıları jonglörler ve gezgin minstrel’le birlikte açık cinsel çağrışımları da olan
yeni bir mizah türü yaygınlaştı. 20. yüzyılda yeni bir mizah türü doğdu. Komik öğelerin
yanı sıra ürkütücü ve korkunç öğelere de yer veren kara mizah ortaya çıktı. Siyasal mizah
da bu dönemde önem kazandı.
Türk mizah ustalarından Rıfat Ilgaz mizah için şöyle der: Mizah bir biçemdir.
Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir.
Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türleri beceri ister, teknik ister.
Bunları sağladın mı başarı tamdır. Mizah ne ister? Mizah insanın mizacından geldiği
için bilgi değildir, edinilemez. Teknik de değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik
varsa mizah başarılı olabilir.
resim, karikatür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece şaka, güldürme
maksadıyla söylenip, yazılıp, çizildiği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya
konulabilir.
Karikatür, hikaye, roman, komedi, nükte, fıkra, hiciv, taşlama gibi şekillerde karşımıza
çıkan bu eserlerin en önemli özelliği espri adı verilen can alıcı noktanın eserin
ayrıntıları arasında büyük bir yetenekle gizlenmesi, tam sırası gelince de beklenmedik
bir anda söylenmesidir.
En kaba şakadan en ince espriye kadar bütün mizah örnekleri, birbiri ile uyum içindeki
olaylar arasındaki çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır. Mizah gelenek ve
kuralların sorgulanmasında önemli bir rol oynar. İki amacı vardır, saldırma ve savunma.
İnsanın topluca yaşamaya başladığı dönemle birlikte mizah da otaya çıkmıştır. Kentleşmeyle
birlikte daha soyut ve dolaylı bir özellik kazandı.
Mizahı bedensel şiddetten ayırıp keskin dilli bir sanata dönüştüren Atinalılar olmuştur.
Ortaçağda kilise ve kralları alaya alan masallarıyla şenliklerde halkı eğlendiren öykü
anlatıcıları jonglörler ve gezgin minstrel’le birlikte açık cinsel çağrışımları da olan
yeni bir mizah türü yaygınlaştı. 20. yüzyılda yeni bir mizah türü doğdu. Komik öğelerin
yanı sıra ürkütücü ve korkunç öğelere de yer veren kara mizah ortaya çıktı. Siyasal mizah
da bu dönemde önem kazandı.
Türk mizah ustalarından Rıfat Ilgaz mizah için şöyle der: Mizah bir biçemdir.
Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir.
Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türleri beceri ister, teknik ister.
Bunları sağladın mı başarı tamdır. Mizah ne ister? Mizah insanın mizacından geldiği
için bilgi değildir, edinilemez. Teknik de değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik
varsa mizah başarılı olabilir.